TEK’im. TEK!..

tekim-tek

Bizler “Makroskobik” ölçekte sınırlı gözlere sâhip (?) olunca, zihnimizde de Varlık’ta birbirlerinden ayrı boyutlar-katmanlar var zannı doğuyor. Halbuki Sınırsız Gönlün gözünde hepsi ŞİMDİ ve BURADA, aynı TEK! Şimdi düşünelim:

“Ego”, “Salt enerji”, “String” veya “Atomik” boyutum nerede? “Mikroskobik” boyutum nerede? “Makroskobik” boyutum nerede?

“ben”, bedenimden ayrı ve ötesinde değilim. “ben”, hücrelerimden de ayrı ve ötede değilim. “ben”, atomlarımdan da ayrı, ötede değilim. … … “ben”, “BEN”‘den de ayrı, ötede değilim.

Hep AYNI TEK’teyim. TEK’im. TEK!..

Samanyolu, Güneş, Ay, Dünya, önümdeki PC, önümdeki Web sitesinin görüntüsü, kulağıma gelen sesler, dokunduğum klavye… Bunları algılayan (gören, duyan, dokunan..) KİM? Gördüklerim, duyduklarım, dokunduklarım “ben”den, bilincimden ayrılar mı, ötedeler mi?

Dışarıda ayrı bir dünya mı var? Dışarısı mı var? Yoksa Her şey Bilincimizin içeriği mi?

Her şeyin algılanması “ben” olarak etiketlenende değil mi?

Algılayan TEK’tir, evet.

Peki, nedir bu TEK?

Özümüzde; ama hâlâ ötemizdeki Hû, Allãh mı?

Bu bilgi “hissediş” midir, yoksa “ezber” mi?

Bir özde olan bir de “ben”ler dedirtip VARLIKı paramparça eden “Tasavvuf ezberi”, şartlandırmasıdır.

Varlıkta Algılama meydana geldi mi, “ben” var olurum. “ben” de algılar/algılanır olur Her ŞEY.

Tüm algıladıklarım “ben”de.. Her şey “ben”de “Tümel ve Bir”. İstersen etiketleyelim, diyelim “BEN”!

İster tek “ben” varım diyelim, istersek tek mutlak “BEN” var diyelim; ama bölmeyelim!

Ve ÖTElemeyelim, sadece TEK “O” var diye, “Kendimizden başlayalım Tefekküre!” Zamirsiz TEK kalsın geriye..

“Tek O” diye zamirlersek öteleriz; “Tek ben”i birimsel-merkezileştirirsek de Firavunu diriltirmiş oluruz.

Buna dikkat ettikten sonra şarkımızı çağırmaya devam edelim.

Hep AYNI TEK’teyim.

TEK’im.

TEK!..

TEK’im. TEK!..” hakkında 13 yorum

  1. ABD’de dünyanın saygın üniversitelerinden MIT’de moleküler biyoloji ve Kuantum fiziği doktorası yapmış olan bilim adamı Prof. Gerald Schroeder, evrene hakim olan kusursuz düzenliliğin Bir olan Allah’ın eseri olduğunu şu cümlelerle açıklıyor:

    “Ebedi ve ezeli olan Bir’dir dendiğinde bunun ardından iki, üç ve dördün geldiği “bir” sanmayın. Burada bundan çok daha derinlikli bir şeyden bahsedilmektedir. Burada bahsi geçen birlik, fiziksel olan tarafından idrak edilen sonsuz metafiziksel gerçekliktir, tamamen kapsayıcı ve evrensel olan birliktir.

    Herşey, istisnasız herşey, sonsuz bir birliğin, fizik ötesi aynı anda her yerde mevcut olan birliğin tezahürüdür. Bu birliğe dokunduğunuz zaman, sizin ve tüm yaradılışın içinde yer aldığı mucizeyi idrak ve tecrübe edersiniz. Bu vecd hali tüm varlığınıza yayıldığında bilinç düzeyiniz bireysel farkındalık boyutundan uzaklaşır ve sınırlı fiziksel gerçeklikle evrensel metafiziksel gerçeklik arasındaki uçurumu yok eder.”

  2. yazınız bana sri nisargadatta maharaj ın “ben o’yum” kitabını hatırlattı
    naçizane bir tavsiye

  3. “Tek O” yu, ötelemeden de kullanabiliriz. Ama tabii insan çoğu zaman gafletle konuştuğundan, farkında olmadan öteliyor.

    Selam ile.

  4. selam TEK O kavramına dünyadaki ögrenme süreci bitmeden kavuşmayı isteyenler;o zaman kimden ne ögrenecekler merak ediyorum…..

  5. Mürşid olan Allãh‘a yol göstermesi için samimi bir şekilde dua eden beyin, muhakkak karşısında Allãh’ın mürşitliğinin zuhurunu görecektir Sevgideğer yolcu.

  6. Merhaba …Beyin fırtınasından zarar gelmez eğer beyni kilitlemez sen…
    Çıkar ben i her şeyden …Sen yoksun hediye olarak varsın veya varlar…
    Sadece ”O” var diğerleri vardı…
    Selamlar…

  7. insan en büyük kütle ile en küçük zerrenin ortasında, yani kalıpsal orantısı maddenin tam ortasıdır.

  8. Anlamadığım bir nokta var. Kendim için ; gerçek benimi değil, sahte olanı asıl kabul ederek bir yanılgı içindeyim diyorum, fakat gündelik hayatta çoğunlukla insanlar sahte benliğini asıl varlığı kabul etmiyor mu? Dolayısıyla kendi iç alemimde Tek oluşu hissederken, dış alemimde karşımdaki sahte benlikleri ve bunların otomatik davranışlarını nasıl değerlendirmem gerekir?

  9. Tekin, kendini Tek olarak hissettiği bir bilinç durumunda iç ve dış alem kavramı düşer, her şey ve her kes ayrımları kalkar, etiketleri olmayan tek bir şey, bütünlük olur; sahte benlikler erir, görün(e)mez. Çünkü o sahte benliklere varlık veren zaten bizim sahte benliğimizdir, sahte benlik varken TEK yoktur, cennette gizlidir.

  10. algıladığımız alemde her ne kadar “hissetsen de” anlatılanlar laftan öteye geçmiyor. Başına kötü bir şey geldiğinde veya çok sevdiklerinin….. o zaman ne yapıyor bu TEK’ten bahseden şahsiyetler çok merak ediyorum. Allah boşuna yaratmamış bu alemi sanıyorum, haddi bilmek en güzeli derim her zaman..Gördüklerim, duyduklarım, dokunduklarım “ben”den, bilincimden ayrılar mı, ötedeler mi? yoooooo evimi soyan hırsız, çocuğuma tecavüz eden, eşime saldıran muhterem!!! benden ayrılar mı, ötedeler mi?
    yok canım, ne kadar da kötü kalpliyim…….

    1. Kavramlar (eş, tacizci, hırsız vs.) düşer, TEK’lik Şuûr’da yaşanır; Çokluk âleminde kavramlar, ötedekiler, duygular, düşünceler ortaya çıkar ve belirttiğiniz üzere (hırsıza, tacizciye gereken ceza verilerek) Şeriat kuralları geçerlilik kazanır. Başlarına “kötü” olarak etiketlediğiniz olaylar isabet ettiğinde Hakikati ve Şeriatı beraber yaşarlar..

  11. Ya o TEK de bir illüzyonsa… Ya madde bilincimiz dışında hakikat-en varsa ve tüm his ve şuurlarımız nicel etkileşimlerin geçici sonuçlarıysa..?


    LE
    ME
    YİZ.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir